29 Şubat 2012 Çarşamba

Yağmur Akşamları-Selim İLERİ

Kitabın arka kapağından ;


Birçok gece vardır ki, eve kendi kendime döndüm. Hayata kendi kendime dönmeye çalışarak. İnsanlara iyi şeyler yazmaya çalıştım, iyi sözler. Kendi kendimeyken. Kendi başıma bir şeyler yazmak ve yapmaktı hepsi, belki, bir gün başkalarının acısını dile getirebilirim, yapraklar havuzda yansı, yemyeşil, solgun yeşil, çok özlenmiş uyku… ölüm uykusu, ölüme götüren uyku.
Öykücülüğümüzün dönemeçlerinden birini oluşturan Selim İleri, Yağmur Akşamları adlı yeni öykü kitabıyla bir kez daha okurlarına kendi yazı evreninin kapılarını aralıyor. Tüm yaşamların içinde biriken tortuların, tozun, toprağın, ağırlığın arasından, bizleri hayata hapseden her şeyin içinden sıyrılıp gelen öyküler bunlar…
Yıllardır bir kenara bırakılan, iz bırakmadığı sanılıp unutulmuş hesapların apansız birer baskını… Doğu’nun ve Batı’nın alet edildiği karanlık siyasetler arasında yolunu arayan yapayalnız bireyler… Yürek burkan hesaplaşmalar: Yağmur Akşamları.
Günün, gündelik değerlerin değil, tüm günlerin yazarı Selim İleri’den gerçek edebiyat tutkunları için…


Selim İleri sekiz öyküden oluşan bu kitabında kendisini, Türk edebiyatını, yazarlık kavramını işlemiş.Her öykü kendi içinde alıp sarsıyor sizi.Bende mideme kramplar sokan ,sancılar çektiren cümlelerin yaratıcısı Selim İleri'ye  daha bir hayranlık uyandırdı .
Özellikle Yağmur Akşamları başlıklı öyküde, Lale Dilek kimdir ? sorusu takılıp kalıyor düşüncelerimize.Selçuk Baran 'mış adı geçen kişi.

28 Şubat 2012 Salı

Soğuk bir İzmir sabahından günaydın.

Soğuk, çok soğuk..ben üşüyorum , üşümelerim hiç bitmedi bu kış.Cemre düşmüştü hani , bahar gelecekti ? bu yıl Cemre yanlış adreslere mi düştü acaba, toprak-su-hava yerine tahta mesela ?
Tamam şubattayız tam kışın ortasında , ama İzmir  'de alışık değiliz bunca üşümeye ..
Bahar gelemedi , doğa canlanamadı , içim de durgun, yapacağım işleri hep erteliyorum.Kitaplarım elimde yarım, işleri şöyle bir kalkışıp bitiremiyorum, izlemek istediğim filmler var adını unuttuğum..
Bu yarım yaşamak , unutkanlık,ertelemelerden kurtulup silkelenmek istiyorum ..
Cemreye haber salınsın, tez zamanda bana uğrasın..

İyi bir gün olsun.

Blog sayfamda çok yakında,  her güne bir yazar ve okuduğum kitapları diye düşündüm.Sonra da okuduğum kitaplardan mı yola çıksam dedim yazarı ve aldığı yorumları yazsam ?? bilemedim şimdi..

Neyse  kendimi tamamlamaya başladığımda bu konu netleşir nasılsa.

27 Şubat 2012 Pazartesi

haftasonundan notlar..

Bir hafta sonu daha geldi ve geçti bile.Cumartesi sabahı İrem kursa gidince evi havalandırdım,temizlik, çamaşır,yemek işlerimi bitirdikten sonra İrem'i almak için çıktım.Hava çok güzeldi.Kızımla eve döndük , fırında  bekleyen klasiğimiz ıspanaklı böreğimiz pişti.Annem ve Deniz geldiler .Deniz kızkardeşimin oğlu , bizim paşamız o :)
Öğleden sonra İrem ve ben hazırlanıp arkadaşalarla  buluşmak üzere çıktık.Konak Kızlarağası 'nda gezdik.Esin'in dersane çıkışına gelen Esin'in eşi Rıza ve Mustafacım da bize katıldı.Selcan ve Melis'in de katılımı ile ekip tamamdı.Yemekler yenildi, erkekler yol edildi.Ardından aradığımız ametist taşını bulabilmek için doğal taş satan dükkanlara girdik çıktık , aradığımız koyu mor bir parça idi :) Sonunda aradıklarımızı bulduk .


hepimizin böyle birer parça taşı oldu.Yeri gelmişken ; Ametist nedir, faydaları nelerdir ;


Mor yakut veya mor necefte denir. Ametist çok güçlü enerjiye sahip taşlardan biridir ve çok güzel bir görsele sahip olduğu içinde en çok tercih edilen taşlardandır.

Ametist ismi yunanca amethystos yani sarhoş olmayan, sarhoşluktan koruyan demektir. Eskiden özellikle Yunanistan’da insanlar içki içtikten sonra sarhoş olmamak için bu taşı yanlarında taşırlarmış. 17.yy da kıymetli mobilyalar ve ev eşyaları ametistle süslenirdi.


Ametistin faydaları:
Vücuttaki fazla ve atık sayılabilecek lüzumsuz elektriği kendine toplayarak vücut direncini ve gücünü arttırır. En bilinen özelliği vücuttaki veya bulunduğu mekandaki negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirmesidir. Yaydığı enerjiden dolayı sürekli taşınmasında fayda vardır. Çünkü sinir sistemini etkilediğinden dolayı stres ve zihinsel yorgunluğa iyi gelir böylece zinde kalınmaya faydalı olur. Huzur taşıda denir. Hafıza gücünü harekete geçirir bu nedenle sınava girecek öğrencilere özellikle tavsiye ettiğimiz taşlardan biridir. Uykusuzluğa uyuşukluğa iyi gelir.
Yatarken yastığın altına koyarak uykusuzluk problemi giderilir. Alkoliklere iyi gelir. Gözlerin dinlendirilmesi için de faydalıdır. Ametist cilt içinde faydalıdır. Cildi sıkılaştırır, özellikle suyuyla yıkanan ciltteki bazı leke ve noktalar giderilebilir. Migren içinde tavsiye ettiğimiz taşlardan biridir. Tüm bunların yanında alerji, baş ve kalp ağrıları ve rahatsızlıklarına karşı iyi gelen taşlardan biridir.

Kemeraltı'nda Kızlarağası Hanı civarına gidip kahve içmeden dönülmez.




Pazar sabahı geç kalkmanın keyfiyle -  ki belirteyim her sabah 06,30 gibi uyanmaya alışık bünyeler için 09,30 geç bir saat oluyor - yaptık kahvaltımızı .İrem ve Mustafa doğa gezisine çıktılar.Evimizin önü yol geçecek olan bir arazi boşluğu, orada  doğal taşları kırıyorlar iki seferdir.Toplayıp geldikleri parçaları yıkıyorlar , kuruyunca da  balkonda verniklediler onları.Bekliyoruz bakalım nasıl bir şeyler çıkacak ortaya :)

Öğleden sonra evden çıktık , önce Forum D&R a uğradık.Geçen hafta İrem'e aldığımız kitapta basım hataları vardı , sayfaları eksikti, onu değiştirdik oradan  Pınarbaşı'na halamızın yanına geçtik.Hava pusluydu ama günümüz keyifli geçti.

Akşam İrem uyuduktan sonra Umutsuz Ev Kadınları ve Behzat Ç. ile güne noktayı koymuş oldum.

24 Şubat 2012 Cuma

bir film..

Dün akşam bu filmi izledik, beğendik..




Zor Tercih (The End of The Affair)


Sarah Miles, kocası Çavuş Henry tarafından verilen bir partide yazar Maurice Bendrix'e aşık olur. İkili kısa bir süre içinde kendilerini yasak bir ilişkinin cinsel cazibesine kaptırırlar. Londra'nın bombalandığı günlerde Bendrix'in evine isabet eden bir bomba çifti yatakta yakalar. Bendrix ölümden döner. Sarah sevgilisine haber vermeksizin, ilişkisine sürpriz bir şekilde son verir. Bendrix artık terk edilmiş biridir. İki yıl sonra, 1946 yılında, yağmurlu bir günde Bendrix tesadüfen Henry ile karşılaşır. Bendrix, Sarah'a olan aşkını hatırlar ve yeniden ona dönmenin yollarını arar. Bir süre sonra onun hayatına yeniden girmeye başarır. Aniden biten eski aşkı tekrar gündeme gelir. Ama bu sefer aşkının neden aniden bittiğini öğrenebilecektir.



bu tepsiler bir harika !



çok güzel bir çekiliş ben çok beğendim haydi  bir tıkla


bugün cuma

Cuma günlerini çok seviyorum , herkes gibi, özellikle akşamlarını . Ertesi gün kursumuz olsa da cuma akşamları istediğimiz saatte yatıyoruz ve tam ev keyfi yapıyoruz.Ailece izlenen Yalan Dünya 'nın yanında sohbetlerimiz, atıştırmalıklarımız eksik olmuyor.
Ancak dün yeniden başlattığım diyet programım sebebi ile öyle her gördüğümden yiyemem artık.Meyve neyime yetmiyor ki ;)
Haftasonları ise kursumuzun ardından yapılan programlarla dolu dolu geçiyor. İrem bugün ödevlerini bitirirse daha da rahat geziyoruz.
Çevremde herkes kıştan sıkılmış, baharın gelmesini bekliyor , biz de sıkıldık artık bahar ardından yaz gelsin istiyoruz.
Cumartesi günü Konak Kızlarağası Hanı 'nda  anlamlı ,değerli taşları görüp belki de uygun olanlarından seçme planımız var.Esin,Selcan,Melis ve ben, İrem'i de götüreceğim . Kahvesi meşhurdur bilmeyenler için söylemeliyim, ayrıca sahafları araştıracağım o bölgedeki. Yarın ki program bu yönde.Pazar günü havanın durumuna bağlı olarak gezeriz, çiçekler açsın ve biz uçuç böceklerini arayalım otların arasında istiyorum .
Herkese iyi haftasonları dilerim.

İzmir Kukla Günleri


         İzmir’de bu yıl 6’ncısı düzenlenen İzmir Kukla Günleri Festivali, 1-25 Mart tarihleri arasında kutlanacak. 16 ülkeden 30 kukla tiyatrosu grubu, 36 ayrı oyunu 35 salonda 132 gösteriyle 35 bine yakın seyirciyle buluşturacak.Bu yıl festivale yine dünyanın birçok ünlü kuklacısı gelecek. Türkiye’de ilk kez gösteri yapacak olan ünlü kukla sanatçılarından Neville Tranter, “Punch ve Judy Afganistan da” isimli politik güldürüsünü sunacak.Festival Direktörü Selçuk Dinçer, geçen yıl Avrupa’nın ikinci en büyük kukla festivalini gerçekleştirdiklerini hatırlattı, “Amacımız, İzmir’i dünyanın en önemli kukla merkezlerinden biri yapmak” dedi.
Etkinliğe bu yıl Almanya, ABD, Arjantin, Avusturya, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kazakistan, Rusya ve Türkiye’den kukla sanatçıları ile tiyatrolar katılacak.
Sergi, konferans, yarışma
Gösterilerin yanı sıra sergiler, konferanslar da gerçekleştirilecek. Ünver Oral’ın koleksiyonunda yer alan “Kukla Afişleri Sergisi” Bornova Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde, İzmirli genç fotoğrafçıların çektiği fotoğraflardan oluşan “Fotoğrafçı Gözüyle Kukla” sergisi ise Fransız Kültür Merkezi’nde açılacak.
İzmir Kukla Günleri kapsamında bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve kent genelinden 24 ilkoğretim okulunun katılacağı Forum Bornova Kukla Oyunu Yarışması 17-18 Mart arasında yapılacak.


Kızımla mutlaka izler,katılırız Forum'da , duyduğunda çok sevinecek.


Milliyet'ten ..

23 Şubat 2012 Perşembe

İzmir 10. Öykü Günleri

10. İZMİR ÖYKÜ GÜNLERİ 
(23 – 24 Şubat 2012) 

1.Gün (23 ŞUBAT 2012 PERŞEMBE) 
Onur Konuğu: Leyla Erbil
Açılış Saat: 13.30
Sunucu: Yunus Bekir Yurdakul
Açılış Konuşmaları ve Ödül Töreni 
—Namık Kuyumcu
—Konak Belediye Başkanı: Dr. Hakan Tartan
-Leyla Erbil/ Onur Konuğu

Saat: 13.50
“Leyla Erbil’in Yazarlık Serüveni “ 
Yöneten: Fergun Özelli 
Demir Özlü, Fatoş Erbil Pınar, Mahmut Temizyürek, Necmiye Alpay 

Saat: 15.05
“Radyo Tiyatrosu “ 
“Kutsal Aile (Leyla Erbil, Hallaç, İş Bank. Yay. Shf. 106-109)
(9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü) 

Saat: 15.55
“Toplumsal Bellek, Yüzleşme ve Edebiyat” 
Yöneten: Asuman Susam 
Nilüfer Kuyaş, Nilüfer Narlı, Sibel Oral 

Saat: 17.20
“Başka Dilde Yazmak “ 
Yöneten: Melek Göregenli
Rıfat Mertoğlu, Riitta Cankoçak, Mıgırdiç Margosyan, 
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi Avni Anıl Sahnesi 

Saat: 18.00 
Sergi Açılışı
23 Şubat – 6 Mart 2012
Berna Dikkaya, Neslihan Yıldız Altekin, Nilüfer Çetin, Jülide Ayözen Kırbıyık, Tijen Hasçi
“Karma Şık” Resim Sergisi
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi 6.Kat Sanat Galerisi

2.Gün 24 ŞUBAT 2012 CUMA 

Saat: 13.30
“Kısa Öykü “ 
Yöneten: Ahmet Önel
Aydın Şimşek, Ayşegül Tezören, Zeynep Sönmez 

Saat: 14.35
Öykü Oynamak 
Nilüfer Açıkalın 

Saat: 14.55 
Radyo Tiyatrosu 
Bilge Karasu’nun “Sevilmek” İsimli Radyo Oyunu 
(9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü) 

Saat: 16.05 
“Edebiyatta Sansür“ 
Yöneten: Namık Kuyumcu
Latife Tekin, Mine Söğüt, Müge İplikçi, Yeşim Dorman ve Aslı Tohumcu

Saat: 17.20
“İktidar Ve Mizah“ 
Yöneten: Melih Ergen
Bahadır Baruter, Cihan Demirci, Muzaffer İzgü, Tan Oral 
Yer: Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Sanat Merkezi Avni Anıl Sahnesi

Saat: 18.00
Söyleşi
“Çizgi Roman ve Karikatür”
Konuşmacı: Devrim Demiral
Düzenleyen: Konak Belediyesi
Yer: Konak Belediyesi Neşe ve Karikatür Müzesi




Bunu duyurmak istedim .

Gündem'den kısa kısa...

Sabah ilk işim gazete haberlerine bakmak oluyor.İyi haberler görmek istiyorum ama  maalesef hayat hepimiz için aynı  adımlarla gitmiyor, aksilikler, yanlışlıklar,yalanlar , cinayetler, kötü siyaset , kötü aile v.s bunun sonu yok.
İlgimi çeken  , bu hayat yaşamaya değer dedirten haberler de oluyor tabii.Önce milliyeti sonra hürriyet ve yazarlar kısmını okuyorum diğer gazete başlıklarına da bakmadan geçmiyorum, vatan kitap özellikle uğrak yerim.
Sözü uzatmadan bugünden kısa kısa;

* Can Bonomo 'nun  Eurovision 'da yarışacağı şarkı belli oldu : Love Me Back
eleştirmenlerden iyi not almış, dinledim , hoş,eğlenceli, bir daha dinlemek isteyeceğim bir şarkı değil gibi , belki kulağımız alışır dinleriz.

* Adriana Lima Mavi Jeans'in yeni yüzü olmuş  , İstanbul'a geleceği için çok mutluymuş  , ah bir ben gidemedim uzun süredir İstanbul'a :)

*Hakan Şükür , ben sana ne desem, " abilerim bilir " dediğin siyaseti onlara bıraksaydın da sen futbolcuydun öyle kalsaydın ...

* ’Brit Awards’ ödül  töreninde, İngiliz şarkıcı    Adele , en iyi kadın şarkıcı ve yılın en iyi albümü ödüllerinin sahibi oldu.  Brit Müzik Ödülleri’nde ödül alan isimler şöyle:

En iyi kadın şarkıcı: Adele
En iyi albüm: Adele
En iyi erkek şarkıcı: Ed Sheeran
En iyi çıkış yapan İngiliz şarkıcı: Ed Sheeran
En iyi müzik grubu: Cold Play
En iyi uluslararası kadın şarkıcı: Rihanna
En iyi uluslararası erkek şarkıcı: Bruno Mars
En iyi uluslararası müzik grubu: Foo Fighters
En iyi uluslararası çıkış yapan şarkıcı: Lana Del Rey

*Ferzan Özpetek 'in " Sonra Ağlayacağım " film fragmanını izledim, Cem Yılmaz hayalet görüntüsü ile çok hoştu , bıyıklı hayalet :)





 

22 Şubat 2012 Çarşamba

Dost yanı

Ayşe ile Alin's cafede buluştuk.Sohbetin tadına doyum olmadı :) pizzalarımıza bira , seslerimize ılık İzmir havası
eşlik etti.
Ruhuma iyi geldin Ayşe , yine yapalım hep yapalım .


Ordan burdan, dizilerden , günden..



Saatler geçmek bilmiyor , bu akşam iş çıkışı arkadaşım Ayşe ile Alsancak’ta buluşacağız.Dün akşam ona kitap seçtim .Umarım beğenir, kendim okuyacak kadar heyecanlıyım .

Öyle Bir Geçer Zaman ki  dizisi için baydı artık diyorlar ama ben elimde bir kadeh şarap , arkadaşlarımla facebook ‘ta yazışarak keyifle izledim dün ki bölümünü.Mete ‘nin her bakışı anlamlı , her olayında ağlıyor buluyorum kendimi.Ali Kaptan da keza..

Bu akşam  iki dizi birden var takip ettiğim .Kuzey , Güney  ve Muhteşem Yüzyıl  .Aslında Muhteşem Yüzyıl’ı bu sezon izlemeye başladım , okuduğum Hürrem kitabıyla çok uyuşmadığı için ilgimi çekmemişti.Tarihle ve gerçeklerle hangisi uyuşuyor onu da net bilmiyorum gerçi.

Mehmet Günsur  ve Melisa Sözen  favori oyuncularımdır  , şimdi daha sıkı takipçisiyim dizinin.
Kuzey ,Güney’e gelirsek,  son birkaç bölümdür heyecan arttı, Sİmay ‘a herkes gıcık .Ama izleyeni de çok , bakalım neler olacak.Kıvanç Tatlıtuğ için fazla söze gerek yok, diğer oyuncular da çok iyi hele Zerrin Tekindor  diziyi izleme sebebimdir . 

Sinan Akyüz-Piruze




Şam'da bir Türk gelini Piruze.
Sinan Akyüz basit bir dille yazmış, okuması kolay, akıcı bir kitap. Kitabın kahramanı olan Piruze bir diplomatın kızı ve büyüyene kadar yaşadığı yerlere uyum sağlamak zorunda kalıyor .Londra'dan ayrılmak istemiyor, Şam'a tayinleri çıktığında , oraya alışmakta da zorluk çekiyor.Ta ki Wassim ile tanışana dek..
Wassim ile Piruze aşık olur , evlenirler , Piruze'nin babasının tüm itirazlarına rağmen.İlk yıllar mutluluk içinde geçiyor , ilk çocukları Amer dünyaya gelince anneliği de yaşıyor Piruze.İkinci oğulları İmad doğmadan Wassim'in babasının ölümü ile herşey ters gitmeye başlar.Wassim'in annesinin yanına taşınıp ailesi ile yaşamaya başlarlar .Üçüncü çocukları da dünyaya gelir ama Piruze için hayat çekilmez haldedir.Wassim'in ve ailesinin şiddet dolu davranışları  onu mutsuzlukla birlikte  bir çıkmaza sürükler.Üzerine Wassim'in onu uzun süredir aldattığını öğrenen Piruze kaçış yollarını aramaya başlar.Uzun ,sancılı bir süreçtir bu ve Piruze çocuklarını geride bırakarak kaçmak zorunda kalır.21 yıl çocuklarından haber alamaz, Şam'a gider çocuklarını görmeye yine şiddet görür.
Tesadüf eseri Amer ve kız arkadaşı ile karşılaşır yıllar sonra..

Konu sürükleyici, acıtan yanları da var .Kitabı zevkle okudum ancak sonu hızlandırılmış gibi geldi bana, birkaç sayfaya sıkıştırılmış, duygudan yoksundu , maalesef sonunu pek beğenmedim.Ama genel olarak okunabilir buldum.

21 Şubat 2012 Salı

Çekiliş Zamanı


Pembe Kabuk arkadaşımız çok güzel bir etkinlik başlatmış  .Hediye çekilişi için ;
tıklayın
29 şubata kadar vaktiniz var acele edin ;)




günün konuğu

Bu sabah serviste bir öykü okudum ,Dünyanın Öyküsü adlı dergiden."Müze Memuru Mithat'la Şişman Ayten" yazarı Atilla Dorsay idi.Sinema eleştirileri ve köşe yazılarını saymazsak  daha önce yazılarından okumamıştım.
Sabah  güneşinin parlaklığında  bir öykü ile bana eşlik eden Atilla Dorsay oldu .

Atilla Dorsay  kimdir ;
Türk sinema eleştirmeni, yazar, gazeteci, mimar.
1964 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık bölümünden mezun olan Dorsay, iki yıl sonra Cumhuriyet gazetesinde sinema üzerine yazmaya başladı ve sonra bunu asıl meslek olarak seçti. Cumhuriyet’te 27 yıl sürekli yazdıktan sonra Milliyet ve Yeni Yüzyıl’da yazdı. En son olarak Sabah'ta yazmaya başladı.
Sinema dışında yemek kültürü, şehircilik ve yaşam kültürü üzerine yazılar yazarak kitaplaştırdı. İKSV yürütme kurulu ve Siyad kurucu üyesi ve onursal başkanı olan Atilla Dorsay, aynı zamanda müzikle de ilgilenmektedir. 1985'ten bu yana TRT 2'de sinema üzerine programlar yapan Dorsay, ayrıca dokuz yıl boyunca (1995'e kadar) TRT Radyo 3’te müzik programları yaptı. Son olarak atv'de yayınlanan Yaşamdan Dakikalar adlı programda yer almaktadır.
Çeşitli festival ve yarışmalarda jüri üyeliği yapan yazar, FIPRESCI - Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisidir. 1979'da çevrilen Vatandaş Rıza adlı bir de film senaryosu yazmış olup, sadece Yeşilçam değil, dünya sinemalarını da yakından izlemektedir. Bugüne kadar 45 kitap yazmıştır.
Sinema eleştirmenliğine başlayışını Can Dündar'la röportajında şöyle anlatır: "Türk sineması da 60'ların sonlarında büyük bir atılım halindeydi. Lütfü Akad en güzel filmlerini yapıyordu. Yılmaz Güney olayı Seyit Han filmiyle patlak vermişti ve ben de büyük heyecan içindeydim. Ve 1970 yılı gelip çatıp Umut filmi bomba gibi patlayınca, gazete yöneticileriyle konuştum ve ben de Türk sineması hakkında yazmaya başladım. Ve Yılmaz Güney'in filmleriyle birlikte Türk sineması eleştirmenliğine de soyundum ve bu o zamandan beri aksamadan devam etti. Öyle ki, 70'li yıllarda yazdığını yazılar, biraz da 'Umut' filminden yola çıkarak "sinemamızın umut yılları" adıyla kitaplaştı"
Kaynak:Vikipedi  

19 Şubat 2012 Pazar

bir pazar

Güne güzel bir kahvaltı ile başlamak ..işte pazar keyfi diye buna denir ;) kahvaltı sonrası aldığım doping ile çamaşır,ütü,yemek,evi toparlama işlerine kendimi adamak üzere güç topluyorum şu an.İrem coğrafya atlası elinde Türkiye ve dünya keşfinde :)
İşlerimi çok çabuk halledip biraz da film ve dergi keyfi yapmak istiyorum.,
Arkadaşım Ayşe için kitap seçimi yapacağım kitaplıktan ,günün en zevkli işi ;) ellerim kitaplarda kokusunu içime çekip ohhhh araya bir de kek kokusu karştırırım :))





keyifli  bir pazar olsun dilerim.

18 Şubat 2012 Cumartesi

anneler ve kızları

Bu sabah İrem kurstaydı ve ben hızlıca evi toparladım .İrem'i beklerken araya ıspanaklı börek sıkıştırdım :) Ardından kızımla yola düştük.Özgül ve kızı Zeynep ile Ege Park'ta buluştuk Mavişehir'de , yemekler yenildi , sergi gezildi, alışverişler yapıldı , en son tatlılar yenilirken kızlar bu gece bizim onlarda yatıya kalmamızda karar kıldılar...
Neyse ki bir akşam yemeğine de anlaştık :) çok güzel vakit geçiriyoruz birlikte .
Sergi , Özgül'ün de eserlerinin bulunduğu hobi çalışmaları ürünü idi.Çok güzel çalışmalar vardı , beğendim, ellerine sağlık herkesin.
D&R da aradığım dergiyi buldum "Dünyanın Öyküsü" hemen okumaya başlayacağım.İrem de seçti hemen okuduğu serinin 3.kitabıymış.
English Home 'dan da peçetelik ve lavanta koku kesemizi de aldık oh alışveriş salgılarımız da  tavan yapmadan ayrıldık oradan ..
Özgül ve eserler

Zeynep-İrem kum boyama

İrem'in kokoş halleri

günün böreği
mutluluk
Haftasonlarını seviyorum , arkadaşlarımla vakit geçirmeye bayılıyorum :)

17 Şubat 2012 Cuma

uzun bir aranın ardından




Uzunca bir ara vermişim blog yazılarıma , neyse bugün buradayım .Paylaşılacak çok şey var güne dair, geleceğe dair.Kar yağışı bekleniyordu "  İzmir de bile "  ile başlayan cümleler yarım kaldı , hava açık , güneş bile gösteriyor yüzünü bazen ..
Dün akşam Muhabbet Kralı'nın konukları kadın blog yazarları idi, keyifli bir sohbetti , İzmir'den telefon bağlantısı ile katılan bir  izleyicinin önerisi daha da güzeldi ; yeni yazarları da konuk etmelisiniz, onlar da seslerini duyurmalılar dedi .Okan Bayulgen de bu öneriye teşekkür etti ve içindekileri de döktü.
Agatha Christie  " Briç Masasında Cinayet " kitbının sonlarına gelmiştim, bir yandan onu da heyecanla okudum , olay çözüldü rahat bir uyku çektim.
Diğer yandan okuduğum Yağmur Akşamları 'na devam ediyorum , Selim İleri 'nin öykülerinde içimi sızlatan, mideme kramp sokan bir yan var, kötü birşey değil aksine aşık olduğunuzda tariflenen bir mide krampı vardır ya buna benzer bir his yaşıyorum ..
Diziler tüm akşamlarımı doldurdu , şikayetçi değilim ama bir de eşime sormak gerek :) Bu akşam ailece yalan dünya izliyoruz .. Gülse Birsel  hayatımıza yeni bir renk katmayı başardı şu sıra...
İrem ile dolu dolu bir haftasonu geçirmenin heyecanı ile bu arada tabii reiki ödevlerimi de sevgi ile yaptığımı da satırlarıma sığdırıp şimdilik bu kadar diyorum ..
O kadar açım ki yazmaya her an geri gelebilirim :))